Müsvedde Gibi

Ne fayda! 

Ne gün içimi içine döndürsem, içini başka yönde buluyorum, yada başka yönleri içinde... Oysa böyle zamanlar, en güzel sözcükleri bulup kalın lügatlardan, sana söylemek istediğim zamanlardır; elimi elinde, tenimi teninde, susuşumu susuşunda, bakışımı bakışında, acımı acında, gücümü gücünde, içimi içinde yakmak istediğim... Ne fayda.......
        Hayal kırıklıkları, süzgün umutlar, upuzun günlerin canhıraş didişmeleri arasında yitip giden duygusallıklar, öteye daha öteye saplanan bakışlar, dilin ucuna gelip gelip giden fakat bir türlü söylenemeyen boğucu kelimeler, harmanlanıp rüzgara verilen sabır, kadirşinaslık beklentisi...  nasıl hırpalar insanı; bildiğini biliyorum. Biliyorum, susuyorum. İhtiyacım olduğunda hiç aramadım seni. Biliyorsun kimseye söylemedim, sustum: Yazıya sustum, duvara sustum, sana sustum, gözlerine... Kanım içime aktı. Acın çan, adın zangoç;  muttasıl çaldı da adın, acını; her çınlaması bir deprem oldu da ruhumda, sustum.
        Beni en iyi kim bilebilir ki... Ne yana baksam olmamaklığın. 160 karakterine sığar da telefonun, içime sığmaz kanatan bu sancılar. Ne halim varsa göreyim. Boş verilmişlikle savrulayım boş ver. Acınacak bir durum değil benimkisi, şefkat dilenmeyecek kadar onurluyum. Benimkisi sadece arz-ı hal...
        Beni hangi uçurumların dibinde arayacağını biliyorsun. Beni hangi acının kıyısında, beni hangi tebessümün, hangi gözyaşının kıyısında bulacağını biliyorsun.
        Öteki'nin önceliğinde olmamak bıçak yarası gibidir; tanırsın bu duyguyu. Bilirsin itilmişlik hissine kapılmanın verdiği hüznü. İçten içe yanarken üşümeyi, uzaklara ait olduğunu hissedip yakınlara hapsolmayı, koşma arzusunu, çıldırasıya haykırma arzusunu, fakat durup susmayı, bilirsin, susup durmayı... Sana ait olmayan bir dünyada sürgün yaşamayı...
        Beni anlıyor musun????
        Bir kapı açılır, hiç kimse girmez içeri ürperirsin.
        Bir kapı kapalıdır biri içeri girer kapalı kapıdan, ürperirsin.
        Kapı yoktur ürperirsin.
        Bir kapı vardır içeri gireceği umulan kimse yoktur ürperirsin.
        Beni anlıyor musun????
        Kanayınca söyleyeyim, söyleyince kanayacağım; beni anlıyor musun?
        Kendi damarlarımı koparıp kendi etimi yırtıyorum. Bu yaralar benim, ben kanattım kendimi. Kendi açtığım yaralarıma merhem dilenmeyecek kadar onurluyum.  Beni anlıyor musun? Ahh beni anla, beni anla.
        "İstenmediğim yeri sessizce terkederim
        Mahzun bir derviş gibi boyun büker giderim..."
      Kapıyı açarsın içerde bulamazsın beni, başka kapı bulamazsın, içeri giremezsin belki bulsan da kapıyı ya da beni; içim içine dönük değildir, ürperirsin; ne fayda...

Asudesu-2001

11. SAYIYA DÖNÜŞ

ANA SAYFA