PİM

Kapılar kapanır.
Deli bozuk hayatın,bildik kaldırım taşlarını yalarken rüzgar.Evler görürsün odaları aydınlık. Her gün ölen bir adamın senin kapılarından haberi yoktur.Ölümü hiç düşünmemiştir.
Kirlenirsin!
“Yürüyeyim de”dersin, “değişsin kader.”Küfreden adamların kirli ağızlarını,kadınların etek astarlarını düşünürsün.Ürperti verir.Tükürürsün. “Halkım!”dersin, “Yeni baharlara menekşeler açsa da bu yamaçlar,şenlense ülkem!”Şu kara bulutları indirecek bir sapan bulsam.Kutuların içinden çıksa “yazı”mız.“Acı mı?”dese filmdeki adam, “Karım gözlerimin önünde öldü.Acı mı?”.Bir kahkahayla dağıtsam mühürlü kağıtları.Sokak kedilerinden çıkarsam acısını.Her gün yeni bir çığlığa korkarak uyansam. Tanrı’nın gözüyle görsem insanı.İnsanın karanlığını anlatsam O’na. Kapıyı çarpmadan çıksam.Ve dönemeyecek kadar gitmiş olsam....Bütün insanları kusan bir şehirdeysen ve kapanmışsa kapılar,yapacak tek şey kalır:
Pimi çekmek ve çekilmek, “Zaten de gidiyordum” demek, “Tanrı’nın kapılarını zorlayacağım.”

 

BENGİSU

11. SAYIYA DÖNÜŞ

ANA SAYFA